zarar verici - Turco Inglés Diccionario

zarar verici

Significados de "zarar verici" en diccionario inglés turco : 20 resultado(s)

Turco Inglés
General
zarar verici damaging adj.
It is particularly damaging that disagreements over Iraq have been allowed to overshadow the debate about enlargement.
Irak konusundaki anlaşmazlıkların genişleme tartışmalarını gölgelemesine izin verilmesi özellikle zarar vericidir.

More Sentences
zarar verici detrimental adj.
Signing an agreement of this kind must be viewed as detrimental to the agreement of the International Criminal Court.
Bu tür bir anlaşmanın imzalanması Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin anlaşmasına zarar verici olarak görülmelidir.

More Sentences
zarar verici prejudicial adj.
The scale and gravity of fraud prejudicial to Community financial interests is clear to all.
Topluluğun mali çıkarlarına zarar veren dolandırıcılığın boyutu ve ciddiyeti herkes için açıktır.

More Sentences
zarar verici hurter n.
zarar verici impairing adj.
zarar verici enervating adj.
zarar verici knockout adj.
zarar verici unwholesome adj.
zarar verici counterproductive adj.
zarar verici mischievous adj.
zarar verici debilitative adj.
zarar verici malignant adj.
zarar verici noxal adj.
zarar verici counter-productive adj.
zarar verici blighting adj.
zarar verici damnific adj.
zarar verici infest [obsolete] adj.
zarar verici infestuous [obsolete] adj.
Law
zarar verici mischievous adj.
Technical
zarar verici detrimental adj.

Significados de "zarar verici" con otros términos en diccionario inglés turco: 28 resultado(s)

Turco Inglés
General
zarar verici olma balefulness n.
zarar verici olma unwholesomeness n.
zarar verici etki blast n.
zarar verici şey detrimental n.
zarar verici etki rust [obsolete] n.
üfleyerek zarar verici cisim atmaya yarayan on fit uzunluğunda boru sarbacane n.
üfleyerek zarar verici cisim atmaya yarayan on fit uzunluğunda boru sarbican n.
zarar verici faaliyetleri gizleyerek çevre dostuymuş gibi görünmeye çalışmak greenwash v.
vücuda zarar verici injurious adj.
zarar verici olmayan nonmalignant adj.
zarar verici olmayan nonmalicious adj.
zarar verici olmayan noninjurious adj.
zarar verici olmayan non-malignant adj.
zarar verici bir biçimde balefully adv.
zarar verici şekilde perniciously adv.
Colloquial
(bir şey) için zarar verici olmak hell on (something) v.
'-e zarar verici hell on expr.
(birine/bir şeye) zarar verici hell on (someone or something) expr.
Idioms
birine/bir şeye zarar verici ithamlarda bulunmak drag someone or something through the dirt v.
birine/bir şeye zarar verici ithamlarda bulunmak drag someone or something through the mud v.
Trade/Economic
zarar verici kampanya damaging campaign n.
işçilerin maruz kaldıkları sağlığa zarar verici tehlikeler hazards-health n.
zarar verici hata prejudicial error n.
Technical
zarar verici pas detrimental rust n.
Aeronautic
hava sürtünmesinin yüksek hızlı uçaktan fırlatılan bir pilot üzerindeki zarar verici etkisi windblast n.
Medical
şiddet içeren veya zarar verici davranışlar violent or injurious behaviors n.
Psychology
kendine zarar verici davranış self-destructive behavior n.
Agriculture
tarım ürünlerine zarar verici madde anticrop agent n.